Uyuşturucu Ticareti Suçu Telefon Görüşmeleri Yargıtay Kararı

Uyuşturucu ticareti suçunda tutuklanan faillerin sadece telefon görüşmelerine dayanarak verilen mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. Uyuşturucu madde kullanımı olarak ceza verilmesi gerekirken uyuşturucu ticareti suçundan ceza verilmesi bozma kararı sayılmıştır. Ayrıca bu karara göre uyuşturucu ticareti suçu için tek bir suç işlendiği gözetilmeden zincirleme suçtan ceza verilmesi bozma nedeni yapılmıştır. İşte Yargıtay Kararı;

20. Ceza Dairesi         2018/4676 E.  ,  2019/2864 K.
“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Mahkemesi


Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler; sanık …, sanıklar …, …, … ve … müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanıklar …, …, … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteklerinin, sanık … bakımından hükmedilen cezanın süresine göre; sanık … bakımından ise 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanunun 94. maddesi ile … sayılı Kanun’un 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Dosya içeriğine uygun mahkemenin kabul ve gerekçesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık …’nun adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan hükümlülüğün “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olduğu, 6545 sayılı Kanunla getirilen TCK’nın 191. maddesindeki değişiklikler ile koşullarının oluşması durumunda, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ve “davanın düşmesi” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak yasal değişiklik sonrası bir uyarlama işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
… sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık … müdafiinin tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğuna, suçun maddi unsurunun oluşmadığına; sanık … müdafiinin suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığına, ele geçen maddenin ticarete elverişli olmadığına; sanık … müdafiinin sanığın kullanıcı olduğuna, TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasının hukuka aykrırı olduğuna; sanık … müdafiinin suç vasfında hataya düşüldüğüne, sanık hakkında TCK 191/1 maddesinin uygulanmasının gerektiğine; Cumhuriyet Savcısının sanık …’ın 27/11/2016 tarihli eylemleri nedeniyle hakkında TCK’nın 43/1 maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz istemlerinin hükümlerin hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlere ilişkin istinaf isteklerinin kaldırılarak yeniden yapılan yargılama sonucu verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık …, sanıklar …, …, … ve … müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı yerinde görülmeyen temyiz isteminin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık … hakkındaki tahliye talebinin reddine,
2-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise;
… sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık …’in tanık …’in beyanlarında doğruyu söylediğini, kolluk görevlilerinin kendisine suç attığını, atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz istemlerinin hükmün hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
25/11/2016 tarihli olayda, sanığın ticari amaçlı olarak uyuşturucu madde nakletmek suretiyle atılı suçu işlediği sabit ise de; 22/11/2016 tarihli olayda, kendisinden herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın tüm aşamalardaki ısrarlı savunmalarının aksine atılı suçu işlediğine ilişkin, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen yaşı küçük … ile yapmış olduğu içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek telefon görüşmeleri dışında, her türlü kuşkudan uzak, mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı; 18/12/2016 tarihli olayda ise, kendisinde bulunan 0,05 gram eroinle yakalanması durumunun temadi eden uyuşturucu madde bulundurma olduğu, herhangi bir kişiye vermediği ya da satmadığı anlaşılmakla; sanığın tek olan eyleminin bir suç oluşturduğu ve zincirleme suçun koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, TCK’nın 188/3. maddesinin 2. cümlesi ve 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık …’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanunun 8. maddesi ile … sayılı CMK’nın 304/2. maddesine eklenen (a) bendi uyarınca dosyanın Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 09/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.