Uyuşturucu Kullanma Suçu Denetimli Serbestlik Kapatma Dava Düşmesi Yargıtay Kararı

Bu yazıda uyuşturucu suçundan ötürü kişi hakkında denetimli serbestlik kararı alınmış birine karşı usulsüz tebligat yapılması yani Tebligat Kanunu 35.maddesine göre yapılmasının denetimli serbestlik dosyasının kapatılmış olmasına ve ceza davasının açılmasının hukuka aykırı olduğuna ilişkin Yargıtay kararı bulunmaktadır.

20. Ceza Dairesi         2019/6508 E.  ,  2020/2642 K.

“İçtihat Metni”


Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen 06/11/2014 tarihli hükme ilişkin gerekçeli kararın, bilinen en son adresi olan talimat mahkemesinde 01/02/2011 tarihinde bildirdiği “Kışla mahallesi 52.cadde Tunahan İş Merkezi no:29/6 Merkez Antalya” adresine yapılan tebligatın iade olmasından sonra, dosyada bulunan ve görevli Polis Memurları’nca düzenlenen 20/02/2012 tarihli araştırma tutanağında ve ekindeki yerleşim yeri adresinin belirtildiği belgede yazılı adres kayıt sistemindeki “Pınarbaşı mahallesi 717 sokak no:4/10 Konyaaltı – Antalya” adresine 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21.maddesindeki usullere göre tebliğ edilmesi yerine, önceki “Kışla mahallesi 52.cadde Tunahan İş Merkezi no: 29/6 Merkez Antalya” adresine Tebligat Yasasının 35.maddesindeki usule göre 29/01/2015 tarihinde yapılan tebliğin usulsüz olması karşısında, daha sonra “Pınarbaşı mahallesi 717 sokak no:4/10 Konyaaltı – Antalya” adresine 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21.maddesine göre 10/04/2015 tarihinde yapılan usulüne uygun tebliğ ile temyiz süresinin başlaması gerektiği ve sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığında ”30/06/2009 ” olan suç tarihinin “02/03/2009” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir görülmüştür.
1) Dosya kapsamına göre suç tarihinden sonra, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesinde yer alan düzenlemeler yönünden değerlendirme ve karşılaştırma yapıldıktan sonra sonucuna göre, lehe kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma ve somutlaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2) Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 34/1 ve 230. maddeleri gereğince hükmün gerekçe bölümünde, sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, hangi delile hangi nedenlerle üstünlük tanındığının belirtilmesi, delillerle ulaşılan kanıya göre sanığın sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun saptanması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
3) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine sanığın uymadığının bildirilmesi üzerine, Mahkemece sanığa “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı kabul edilerek hakkında hüküm kurulacağı” uyarısını içeren davetiye tebliğ edilmesi gerektiği halde, yukarıda belirtilen nitelikte davetiye tebliğ edilmeden veya sanık dinlenmeden sanığın yokluğunda savunma hakkı kısıtlanarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
4) Sanık hakkında verilen 05/07/2012 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce sanığa gönderilen 14.06.2013 tarihli çağrı yazısının; bilinen en son adresi olan 01.02.2011 tarihinde talimat mahkemesinde bildirdiği “Kışla mahallesi 52. cadde Tunahan İş Merkezi no: 29/6 Merkez Antalya” adresine ilk önce gönderilmesi, bu tebligatın iade olması halinde ise, dosyada bulunan ve görevli Polis Memurları’nca düzenlenen 20.02.2012 tarihli araştırma tutanağında ve ekindeki yerleşim yeri adresinin belirtildiği belgede yazılı adres kayıt sistemindeki “Pınarbaşı mahallesi 717 sokak no:4/10 Konyaaltı – Antalya” adresine 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21.maddesindeki usullere göre tebliğ edilmesi yerine, sanığın daha önceki adresi olan “Üniversite mahallesi Karayel Mermer arkası Salihliler Sitesi no:13 Çeşme/İzmir” adresine Tebligat Yasasının 35.maddesindeki usule göre 07.10.2013 tarihinde yapılan tebliğin usulsüz olması karşısında, çağrıdan usulünce haberdar edilmeyen sanığın, hakkında verilen 05/07/2012 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik kararının gereklerine uymadığının kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
5) Kabule göre de;
a- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b- Sanığa verilen adli para cezası taksitlendirilirken, TCK’nın 52. maddesinin 4. fıkrası yerine 2. fıkrasının uygulama maddesi olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler :

Uyuşturucu Avukatı İstanbul

Uyuşturucu avukatı istanbul‘da görev aldığı davaların çoğu uyuşturucu ticareti davası, uyuşturucu imalatı suçu, uyuşturucu kullanımı suçu gibi spesifik alanda faaliyet gösteren avukatları ifade etmek için insanlar tarafından telaffuz edilmektedir. Uyuşturucu davalarına bakan avukatlar istanbul nitelik bakımından git gide kendini geliştirirken uyuşturucu davaları avukatları aslında ceza avukatı alt başlığıyla bu alanı icra ederler.

Uyuşturucu Davalarına Bakan Avukatlar

Uyuşturucu davalarına bakan avukatlar istanbul’da bulunmaktadır. Genellikle internette veya eş dost tanıdık vasıtasıyla yapılan bu aramalar daha sonra ceza avukatı veya uyuşturucu davasına bakacak avukat ile anlaşma aşamasına gelinir. Uyuşturucu ticareti davası avukatı genellikle müvekkili tutuklu bulunmuş olduğundan avukatlık ücreti olarak bu kriterler dikkate alınarak belirleme yapılır.

Ceza Avukatı Uyuşturucu Davası

Uyuşturucu davasına bakan avukat ceza avukatıdır. Ceza avukatı olarak uyuşturucu ticareti, uyuşturucu kullanımı olmak üzere tüm davalara bakmaktadır. Uyuşturucu davası kamu davası olarak yürütülür. Ağır ceza mahkemelerinde görülen bu davalar da mutlaka bir ağır ceza avukatı vasıtasıyla takibinin yapılması sağlanmalıdır.

En iyi Avukatlar Listesi

Ceza davası en iyi avukatlar listesi diye bir liste bulunmamaktadır. En iyi avukat gibi bir tabirde bulunmamaktadır. Ceza davaları ve uyuşturucu davalarında tecrübesine ve kendisine güvendiğiniz her avukat ile çalışmakta özgürsünüz.

Uyuşturucu Davası Avukatları

Uyuşturucu davası avukatları müvekkillerinin lehine usul ve delillerin tartışılmasını mahkemede talep eder. Öncelikle delillerin nasıl elde edildiği hususu çok önemlidir. Uyuşturucu davalarında özellikle birçok insan sadece şüphe üzerine tutuklu yargılamaları yapılmaktadır.

En iyi ağır ceza avukatı

En iyi ağır ceza avukatı avukatlık savunma hakkını en iyi şekilde ve en güçlü şekilde kullanan avukattır. En iyi ağır ceza avukatı gibi bir tabir bulunmasa da bu alanda kendini yetiştirmeye çalışan bir çok ağır ceza avukatı bulunmaktadır.

Ağır Ceza Avukatı


Türkiye’de ağır ceza avukatı sayısı git gide bu alana ilgi duyan ceza avukatı sayısının artmasıyla birlikte nitelik kazanmaya başlamıştır. Ceza avukatı, ağır ceza avukatı gibi terimler avukatlık kanununda yer olmasa da pratikte bu alanda çalışan ceza avukatları bulunmaktadır.

Ceza Avukatı ile Ağır Ceza Avukatı

Ceza avukatı ile ağır ceza avukatı arasında bir fark yoktur. Ağır ceza avukatı tabiri genelde halk arasında yakıştırılan bir tabirdir. Ağır ceza avukatı, denilince ağır ceza mahkemelerinde olan davalara bakan avukatlar için söylenmektedir. Kasten öldürme, uyuşturucu ticareti suçu , cinsel istismar suçu, cinsel saldırı suçu gibi suçlar ağır ceza mahkemelerinde görülür. Ceza avukatı tabiriyle her türlü ceza davalarına bakan dava avukatıdır. Hakaret suçuda dahil olmak üzere uyuşturucu ticareti suçu olsun bütün davalara ceza avukatı davaları üstlenebilecektir.

Ceza Avukatı İstanbul

Ceza avukatı istanbul‘da sayısı gibi spesifik tutulmuş bir istatistik bulunmamaktadır. Ancak istanbul ceza avukatı anlamında nitelikli avukat artışıyla ilerleme göstermektedir.

İstanbul Ceza Avukatı Tavsiye

Tavsiye niteliğinde en büyük karar sizin avukat hakkındaki düşünceleriniz ve güveninizdir. ceza avukatı tavsiyesi alırken önemli olan fiyat olmamalıdır. Önemli olan gizlilik içerisinde davanızın tamamına kadar gerekli özeni göstermesidir.

Ceza Avukatı Ücreti

Ceza avukatı avukatlık ücreti avukatların en son konuştuğu hususlardan birisi olsa da yıllarca dosyaların takibi yapılacağı göz ardı edilmemelidir.



Uyuşturucu Dava Yargıtay Kararları

Bu web sitede genel olarak uyuşturucu davaları sonunda Yargıtay tarafından verilmiş kararlara göz atıyoruz. Bozma kararların çoğunlukla yer aldığı bu web sitesinde uyuşturucu madde taşımak, uyuşturucu ticareti yapmak, uyuşturucu kullanma suçu, uyuşturucu bulundurma suçu gibi davalara ilişkin kararlar bulunmaktadır.

Ceza Avukatı ve Ağır Ceza Avukatı

Ceza avukatı ve ağır ceza avukatı gibi bir terim kanunumuzda bulunmamış olsa da uyuşturucu ticareti yapmak, uyuşturucu imal etmek suçu ağır ceza mahkemelerinde görülmektedir. Bu davalara ilişkin ağır ceza avukatları istanbul’da başka illerde savunma yaparken Yargıtay kararlarına ihtiyaç duyabilmektedir. Bu yönüyle bu web sitedeki Yargıtay kararları ışığında savunmalar gerçekleştirebilmektedir.

Bunun dışında https://www.tevfikyildirim.av.tr/ sitesinden diğer hukuki makalelere ulaşabilirsiniz. Ceza avukatı istanbul’da gün geçtikçe artmakta ve uyuşturucu davalarına bakan avukat sayısı da nitelik olarak artmaktadır.

Ağır Ceza Avukatı

Ağır ceza avukatı gibi bir teknik terim olmasa da pratikte ağır ceza davalarında kendini geliştirmeye çalışan avukatlar bulunmaktadır. Ağır ceza avukatı istanbul’da teknoloji ve yeni mezun sayısı ile birlikte artış göstermektedir. Ağır ceza davalarının en çok karşılaşılan suç tiplerinden birisi de uyuşturucu ticareti yapmak suçu ve uyuşturucu imal etmek suçudur. Bu davalarda ağır ceza avukatı tüm dosyanın baştan sona incelemesini yaparak duruşmalarını takip edip gerekli kararların itirazını gerçekleştirerek müvekkili tutuklu ise cezaevinde gerekli görüşmeleri yapmaktadır.

Uyuşturucu Davası

Uyuşturucu davaları, ticareti ve imali ağır ceza mahkemelerinde yargılamaları yapılırken uyuşturucu bulundurma, kullanmak suçları ise asliye ceza mahkemelerinde yargılamaları yapılmaktadır. Bu sebeple ceza avukatı aracılığı ile bu davalarda önce suçun nevii yönünde çalışma yapılmalı sonrasında bu temel üzerine savunma icra edilmelidir.

Uyuşturucu denetimli serbestlik uyulmaması üzerine mahkûmiyet

“İçtihat Metni”

Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay tutanağı içeriği ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre, aleyhinde yeterli ve kesin delil bulunmadığı aşamada, kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen, suç tarihinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığı teknik yöntemlerle de saptanmayan sanık hakkında araç içerisinde bulunan uyuşturucu maddeyi diğer sanıklarla beraber içtiklerini söyleyerek suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım etmesi sebebiyle TCK’nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi;
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Uyuşturucu Ticareti Suçu Telefon Görüşmeleri Yargıtay Kararı

Uyuşturucu ticareti suçunda tutuklanan faillerin sadece telefon görüşmelerine dayanarak verilen mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. Uyuşturucu madde kullanımı olarak ceza verilmesi gerekirken uyuşturucu ticareti suçundan ceza verilmesi bozma kararı sayılmıştır. Ayrıca bu karara göre uyuşturucu ticareti suçu için tek bir suç işlendiği gözetilmeden zincirleme suçtan ceza verilmesi bozma nedeni yapılmıştır. İşte Yargıtay Kararı;

20. Ceza Dairesi         2018/4676 E.  ,  2019/2864 K.
“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Mahkemesi


Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler; sanık …, sanıklar …, …, … ve … müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanıklar …, …, … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteklerinin, sanık … bakımından hükmedilen cezanın süresine göre; sanık … bakımından ise 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanunun 94. maddesi ile … sayılı Kanun’un 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Dosya içeriğine uygun mahkemenin kabul ve gerekçesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık …’nun adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan hükümlülüğün “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olduğu, 6545 sayılı Kanunla getirilen TCK’nın 191. maddesindeki değişiklikler ile koşullarının oluşması durumunda, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ve “davanın düşmesi” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak yasal değişiklik sonrası bir uyarlama işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
… sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık … müdafiinin tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğuna, suçun maddi unsurunun oluşmadığına; sanık … müdafiinin suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığına, ele geçen maddenin ticarete elverişli olmadığına; sanık … müdafiinin sanığın kullanıcı olduğuna, TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasının hukuka aykrırı olduğuna; sanık … müdafiinin suç vasfında hataya düşüldüğüne, sanık hakkında TCK 191/1 maddesinin uygulanmasının gerektiğine; Cumhuriyet Savcısının sanık …’ın 27/11/2016 tarihli eylemleri nedeniyle hakkında TCK’nın 43/1 maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz istemlerinin hükümlerin hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlere ilişkin istinaf isteklerinin kaldırılarak yeniden yapılan yargılama sonucu verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık …, sanıklar …, …, … ve … müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı yerinde görülmeyen temyiz isteminin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık … hakkındaki tahliye talebinin reddine,
2-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise;
… sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık …’in tanık …’in beyanlarında doğruyu söylediğini, kolluk görevlilerinin kendisine suç attığını, atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz istemlerinin hükmün hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
25/11/2016 tarihli olayda, sanığın ticari amaçlı olarak uyuşturucu madde nakletmek suretiyle atılı suçu işlediği sabit ise de; 22/11/2016 tarihli olayda, kendisinden herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın tüm aşamalardaki ısrarlı savunmalarının aksine atılı suçu işlediğine ilişkin, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen yaşı küçük … ile yapmış olduğu içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek telefon görüşmeleri dışında, her türlü kuşkudan uzak, mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı; 18/12/2016 tarihli olayda ise, kendisinde bulunan 0,05 gram eroinle yakalanması durumunun temadi eden uyuşturucu madde bulundurma olduğu, herhangi bir kişiye vermediği ya da satmadığı anlaşılmakla; sanığın tek olan eyleminin bir suç oluşturduğu ve zincirleme suçun koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, TCK’nın 188/3. maddesinin 2. cümlesi ve 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık …’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanunun 8. maddesi ile … sayılı CMK’nın 304/2. maddesine eklenen (a) bendi uyarınca dosyanın Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 09/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Uyuşturucu Ticareti Mahkumiyet Bozulması Yargıtay Kararı

10. Ceza Dairesi         2017/6025 E.  ,  2019/2628 K

“İçtihat Metni”

10. Ceza Dairesi         2017/6025 E.  ,  2019/2628 K.
“İçtihat Metni”

Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
15/04/2014 tarihinde tebliğ edilen hükmün yasal süre geçtikten sonra 17/10/2016 tarihinde temyiz edilmesi nedeniyle mahkemenin 19/10/2016 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı yasaya uygun olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, red kararının ONANMASINA,
B) Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, sanığın üzerinde ele geçen eroin ile diğer sanık …’ın üzerinde ele geçen MDMA içeren tabletlerin kullanım sınırında bulunduğu bu uyuşturucu madddelerin başkasına verileceğine veya satılacağına ilişkin kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı, eylemlerin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yerine “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma içeriğine göre bozmanın temyiz isteği reddedilen diğer sanık …’a CMUK’nın 325. maddesi gereğince SİRAYETİNE,
09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Uyuşturucu Madde Ticareti Madde Miktarının Tespiti Yapılmaksızın Verilen Kararın Bozma Sebebi Yargıtay Kararı

Uyuşturucu madde ticareti suçundan yargılaması yapılan fail hakkında hüküm kurulmadan önce uyuşturucu madde miktarının tespitinin yapılmaksızın karar verilmesi bozma nedeni olarak görülmüştür.

20. Ceza Dairesi         2017/1984 E.  ,  2019/5181 K.
“İçtihat Metni”
Mahkeme : ANKARA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 17/07/2014 – 2014/192 esas ve 2014/266 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet


Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Suça konu köfteler üzerinde ele geçen uyuşturucu madde miktarının ne kadar olduğu, eser miktarda olup olmadığının belirlenmesi için ek rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 08/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


20. Ceza Dairesi         2017/1622 E.  ,  2019/5111 K.

“İçtihat Metni”


Mahkeme : BOLVADİN Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 15/05/2014 gün-2014/49 esas ve 2014/90 karar
Suçlar : 1-Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma
2-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : 1-Mahkûmiyet(Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararının incelenmesinde;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
B-Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
1-)Suç tarihinde ele geçirilen net 19,6 gram esrarı kullanma amacı dışında satmak veya başkasına vermek amacıyla bulundurduğuna ilişkin, tanık Yaşar’ın ve beyanından sonradan dönen tanık Murat’ın soyut beyanları dışında kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil elde edilemediği anlaşılmakla; sanığın eyleminin TCK’nın 191.maddesinde belirtilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ve bu yönden hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği gözetilmeden, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre;
2-)Hükmün esasını oluşturan kısa kararda temel ceza belirlenirken “… suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki araçlar, suçun önem ve değeri, sanıkların kastı, uyuşturucunun miktarı ve tehlikeliliği, sanıkların amaç ve saiki göz önüne alınarak takdiren ve teşdiden…” gerekçe gösterildiği halde temel cezanın alt sınırdan uygulanması suretiyle çelişkiye düşülmesi,
3-) Sanık hakkında TCK’nın 188/3 maddesi uyarınca tayin olunan “5 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası” üzerinden, TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken, “4 yıl 2 ay hapis ve 4 gün adli para cezası” yerine, hesap hatası sonucu “4 yıl 2 ay hapis ve 5 gün adli para cezası” olarak belirtilmesi,
4-)Sanık hakkında sonuç gün adli para cezası tayin edilirken uygulama maddesi olan TCK’nın 52/2. maddesi yerine TCK’nın 50/1-a ve 52. maddesinin yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-)Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, 07.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Uyuşturucu Madde Satın Almak Teşebbüs ve Arama Kararı

Aşağıdaki sanıklar hakkında arama izni olmaksızın elde edilen delillere ilişkin kurulan mahkumiyet hükmünün bazı sanıklar açısından bozulmasına karar verilmiş diğer sanık açısından ise uyuşturucu madde temin etme suçunun teşebbüs aşamasında kaldığının gözetilmeden indirim yapılmaması bozma nedeni olarak görülmüştür.

20. Ceza Dairesi         2018/3376 E.  ,  2019/4722 K.
“İçtihat Metni”
Mahkeme : EDİRNE 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numarası : 23/10/2014- 2014/47 esas ve 2014/265 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
: Mahkûmiyet

Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Sanıklar …, … ve… hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Sanık …’nin, adli sicil kaydında yer alan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 08/08/2007 tarih, 2007/198-211 sayı ile “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen “4 yıl 2 ay hapis cezasına” ilişkin 16/08/2007 tarihinde kesinleşen ve 14/08/2011 tarihinde infaz edilen ilamı ile, TCK’nın 58/6-7. maddeleri uyarınca mükerrir olduğu anlaşıldığı halde, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanıklar … ve…’nın gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK 63. maddesi gereğince cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve… müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerlerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılmasına,
2-Hüküm fıkrasının müsadere ile ilgili bölümünde yer alan “Edirne Adli Emanet Memurluğu’nun 2014/151 ve 2013/993 sırasında kayıtlı bulunan uyuşturucu maddelerin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce alınan tanık numunelerin” ibaresinin eklenmesi,
3-Yargılama giderlerine ilişkin “9”nolu hüküm fıkrasından sonra gelmek üzere, “Sanıklar … ve…’nın gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK 63. maddesi gereğince cezasından mahsup edilmesine, ” ibaresinin eklenmesine,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B)Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Dosya kapsamına göre, 15/11/2013 tarihli olayda, kullandığı araç kolluk görevlileri tarafından durdurulan sanık …’da, arama yapılmaksızın teslim ettiği daralı 1,91 gram esrar olduğu değerlendirilen madde ile Uğurcan’ın yanında bulunan yabancı uyruklu Anna Marie Page isimli şahıs üzerinde yapılan aramada ise sutyenin içerisinde 6 paket halinde daralı 25,99 gram sentetik kannabinoid olduğu değerlendirilen maddenin ele geçirildiği, sanık …’ın, aşamalarda istikrarlı şekilde, “gerek üzerindeki gerekse yanında bulunan Anna Marie Page isimli şahsın üzerinde bulunan uyuşturucu maddelerin kendisine ait olduğuna ve kullanmak için temin ettiğine,” ilişkin beyanda bulunduğu; Babaeski Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde sanık … hakkında Babaeski Sulh Ceza Mahkemesi’ne 2014/3 esas sayı ile “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan kamu davası açıldığı, ayrıca temyize konu dosyada sanık hakkında bu eylemi nedeniyle “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan açılan kamu davasında, mahkemesince eylemin sabit olduğunun kabul edildiği, dosya içerisinde 15/11/2013 tarihli olayda ele geçen maddelerin uyuşturucu veya uyarıcı nitekliklerinin tespitine yönelik uzmanlık raporu ve yapılan aramalara ilişkin CMK’nın 116-119. maddeleri uyarınca alınmış adlî arama kararı veya yazılı arama emrinin bulunmadığı anlaşıldığından; Babaeski Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/3 esas sayılı dosyasının aslı veya onaylı sureti getirtilerek, dosyaya konulması, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
C)Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanığın, inkara yönelik savunmasının aksine, 29/10/2013 ve 30/10/2013 tarihlerinde uyuşturucu madde temin ettiği belirtilen ve haklarında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verilen sanıklar … ve…’a uyuşturucu madde temin ettiğine ilişkin, içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek soyut telefon görüşmeleri dışında kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı; 15/11/2013 tarihinde sanık … ve yanında bulunan Anna Marie Page isimli şahıs üzerinde ele geçirilen uyuşturucu olduğu değerlendirilen maddeyle ilgisi olduğuna ya da sözkonusu eyleme iştirak ettiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
D)Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Sanık …’un, adli sicil kaydında yer alan Hayrabolu Asliye Ceza Mahkemesi’nce 09/07/2008 tarih, 2007/190 esas ve 2008/205 karar sayı ile TCK’nın 265/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca “kamu görevlisine direnme” suçundan verilen “6 ay hapis cezasına” ilişkin 14/10/2008 tarihinde kesinleşen ve 20/10/2016 tarihinde infaz edilen ilamı ile, TCK’nın 58/6-7. maddeleri uyarınca “ikinci kez” mükerrir olduğu anlaşıldığı halde, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Dosya kapsamındaki iletişimin tespiti tutanakları ve olay tutanağının içeriği, sanıkların tevilli beyanları ile dosyadaki diğer belge ve bilgilerden; sanık …’un, “kendisine ve aracı olduğu kimliği tespit edilemeyen üçüncü kişilere kullanmak amacı dışında uyuşturucu madde temin etmek” amacıyla, sanık … aracılığı ile irtibat kurduğu sanık …’dan, satışa konu uyuşturucu maddeden “numune” getirmesini talep ettiği; sanık …’nın da satışa konu uyuşturucu maddeden aldığı numuneyi, sanık …’a teslim etmek üzere, 13/10/2013 tarihinde Çorlu’dan Edirne’ye getirdiği, ancak, suç konusu uyuşturucu maddenin, henüz alıcı sanık …’a teslim edilmeden görevlilerce ele geçirildiği, böylece sanık … yönünden, “uyuşturucu madde satın alma” suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı dikkate alınarak, cezasından TCK’nın 35. maddesinin 2. fıkrası uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık … ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 23/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Uyuşturucu Ticareti Suçu Usulsuz Delil Ev Araması

Uyuşturucu madde ticareti suçunda usulsuz ve izinsiz ev araması sonucunda elde edilen delillerin hukuki durumu çok önemlidir. Bu yazımızda Yargıtay bu hususa yönelik bir karar vermiştir. Her suçta olduğu gibi ceza avukatlarının en başta dikkat ettiği hususlardan biridir elde edilen delillerin hukuka uygunluğu.. bu haliyle hukuka aykırı elde edilen delillere dayanarak verilen hükümler bozma sebebidir. Detaylı bilgiye https://www.tevfikyildirim.av.tr/ sitesinden ulaşabilirsiniz.

20. Ceza Dairesi         2017/1735 E.  ,  2019/5128 K.
“İçtihat Metni”
Mahkeme : İZMİR 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 13/05/2014 – 2013/437 esas ve 2014/170 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, suç delillerini yok etme, gizleme, değiştirme
Hükümler : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Oluş ve dosya içeriğine göre, suç tarihinde polislerin rutin devriye görevini ifa ettikleri sırada sanık …’nın, ikametinin pencerisindeki sanık …’den bir şeyler aldığı sırada devriye ekibini fark etmesi üzerine elindeki poşeti ikamet kapısının önünde oturan sanık … Demir’e doğru attığı ve sanık … Demir’in de belirtilen poşeti ikametin açık olan kapısından içeri attığı, sanık … Demir’in çantasından düşen anahtarla söz konusu ikametin kapısının zor kullanılarak açıldığı, ikametin kapısı açıldığında içeride saçılmış şekilde tabletlerin bulunduğu ve ikamette bulunan sanık …’in elindeki iki adet poşette esrar ve AM2201 içerir maddelerin ele geçtiğinin anlaşılması karşısında, dosya kapsamında sanık …’in ikametinde arama yapılmasına ilişkin CMK’nın 116-119. maddeleri uyarınca düzenlenmiş yazılı adli arama emri ya da adli arama kararı bulunması gerektiğinden sanığın ikametinde arama yapılmasına ilişkin olarak CMK’nın 116-119. maddeleri uyarınca adli arama kararı ya da yazılı adli arama emri bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, sonucuna göre ev aramasında ele geçirilen uyuşturucular yönünden sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar Nuran, Hasan ve sanık … müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, sair yönleri incelenmeksizin CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA,
07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.