Konut dokunulmazlığı suçunun teşebbüs aşamasında kalmasına ilişkin Yargıtay kararıyla bozulmuştur. Bozma gereği sanığın binaya girdikten sonra daire kapısını zorlamaya çalışırken daire sahibinin müdahalesi sonrası engel olunması sonrası teşebbüs değil tam olarak suçun işlendiği kabul edilmesi gerektiği göz önüne alınmasına karar vermiştir. Bu durumda suça teşebbüs hükümlerini incelemek gerekmektedir. İşte bu karar;
2. Ceza Dairesi 2014/38312 E. , 2017/6176 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I-Sanık
… hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar
verme suçlarından; sanık … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan
mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
Sanıklar
tarafından müştekinin oturduğu apartmanın 2. katındaki müştekiye ait
ikametin kapısı zorlamaları, ancak içeri giremeden kovalamaca sonucunda yakalanmaları
şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın müştekinin ikametinin bulunduğu
apartmana girmesiyle konut dokunulmazlığının ihlali suçunun tamamlandığı
gözetilmeden, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesi ile yazılı
şekilde hüküm kurulması; adli sicil kaydına göre, Kocaeli 3. Asliye Ceza
Mahkemesinin 16/04/2008 tarih ve 2007/438 E.-2008/213 K. sayılı ilamı
tekerrüre esas teşkil eden mahkumiyeti bulunan sanık … hakkında
hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 58/6-7. maddesi uyarınca,
mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir
hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin
uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz
olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nın
53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin
24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas,
2015/85 karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak
yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün
görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye,
hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından
reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında
hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan
mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
5237
sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa
Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve
2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede
öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında
gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz
itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel
Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da
belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar
verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle
mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale
getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın
doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu
koşulun aranmayacağı, hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kalıp
herhangi bir zarar doğmaması, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun
zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve sanığın suç tarihinden
önce silinme koşulları oluşan mahkumiyetinin bulunduğu gözetilmeden,
sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları
gözönünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki
kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı
hususunun değerlendirilmesi gerekirken “sanıklara verilen cezaların
süresi, sanıkların kasıtlı suçtan mahkumiyetinin olması, suçun
işlenmesiyle dosyaya yansıyan zararının belirlendiği, işbu davada
meydana gelen maddi zararın giderilmediği göz önünde bulundurularak”
biçimindeki dosya içeriğine uygun olmayan, yetersiz gerekçe ile hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sanık tarafından müştekiye ait ikametin kapısı zorlandıktan sonra
ihbar üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerinin sanığın bulunduğu
aracı suça konu apartmanın önünde görmesi üzerine sanığın kovalamaca
neticesinde yakalandığının anlaşılması karşısında, konut
dokunulmazlığının ihlali suçunun tamamlandığı gözetilmeden suçun
teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm
kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz
itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu
sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.