Uyuşturucu Ticareti Suçu Telefon Görüşmeleri Yargıtay Kararı

Uyuşturucu ticareti suçunda tutuklanan faillerin sadece telefon görüşmelerine dayanarak verilen mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. Uyuşturucu madde kullanımı olarak ceza verilmesi gerekirken uyuşturucu ticareti suçundan ceza verilmesi bozma kararı sayılmıştır. Ayrıca bu karara göre uyuşturucu ticareti suçu için tek bir suç işlendiği gözetilmeden zincirleme suçtan ceza verilmesi bozma nedeni yapılmıştır. İşte Yargıtay Kararı;

20. Ceza Dairesi         2018/4676 E.  ,  2019/2864 K.
“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER
Mahkeme : ANKARA Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Mahkemesi


Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler; sanık …, sanıklar …, …, … ve … müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanıklar …, …, … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteklerinin, sanık … bakımından hükmedilen cezanın süresine göre; sanık … bakımından ise 08/03/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanunun 94. maddesi ile … sayılı Kanun’un 299/1-1. cümlesine getirilen değişiklik uyarınca takdiren reddine karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Dosya içeriğine uygun mahkemenin kabul ve gerekçesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık …’nun adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan hükümlülüğün “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olduğu, 6545 sayılı Kanunla getirilen TCK’nın 191. maddesindeki değişiklikler ile koşullarının oluşması durumunda, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ve “davanın düşmesi” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak yasal değişiklik sonrası bir uyarlama işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
… sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanık … müdafiinin tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğuna, suçun maddi unsurunun oluşmadığına; sanık … müdafiinin suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığına, ele geçen maddenin ticarete elverişli olmadığına; sanık … müdafiinin sanığın kullanıcı olduğuna, TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasının hukuka aykrırı olduğuna; sanık … müdafiinin suç vasfında hataya düşüldüğüne, sanık hakkında TCK 191/1 maddesinin uygulanmasının gerektiğine; Cumhuriyet Savcısının sanık …’ın 27/11/2016 tarihli eylemleri nedeniyle hakkında TCK’nın 43/1 maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz istemlerinin hükümlerin hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan hükümlere ilişkin istinaf isteklerinin kaldırılarak yeniden yapılan yargılama sonucu verilen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanık …, sanıklar …, …, … ve … müdafiileri ve Cumhuriyet Savcısı yerinde görülmeyen temyiz isteminin CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık … hakkındaki tahliye talebinin reddine,
2-Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise;
… sayılı CMK’nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanık …’in tanık …’in beyanlarında doğruyu söylediğini, kolluk görevlilerinin kendisine suç attığını, atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz istemlerinin hükmün hukuki yönüne ait olduğu değerlendirilerek anılan sebeplere bağlı olarak yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
25/11/2016 tarihli olayda, sanığın ticari amaçlı olarak uyuşturucu madde nakletmek suretiyle atılı suçu işlediği sabit ise de; 22/11/2016 tarihli olayda, kendisinden herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın tüm aşamalardaki ısrarlı savunmalarının aksine atılı suçu işlediğine ilişkin, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen yaşı küçük … ile yapmış olduğu içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek telefon görüşmeleri dışında, her türlü kuşkudan uzak, mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı; 18/12/2016 tarihli olayda ise, kendisinde bulunan 0,05 gram eroinle yakalanması durumunun temadi eden uyuşturucu madde bulundurma olduğu, herhangi bir kişiye vermediği ya da satmadığı anlaşılmakla; sanığın tek olan eyleminin bir suç oluşturduğu ve zincirleme suçun koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, TCK’nın 188/3. maddesinin 2. cümlesi ve 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık …’in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 28/02/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … sayılı Kanunun 8. maddesi ile … sayılı CMK’nın 304/2. maddesine eklenen (a) bendi uyarınca dosyanın Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 09/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Uyuşturucu Ticareti Mahkumiyet Bozulması Yargıtay Kararı

10. Ceza Dairesi         2017/6025 E.  ,  2019/2628 K

“İçtihat Metni”

10. Ceza Dairesi         2017/6025 E.  ,  2019/2628 K.
“İçtihat Metni”

Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
15/04/2014 tarihinde tebliğ edilen hükmün yasal süre geçtikten sonra 17/10/2016 tarihinde temyiz edilmesi nedeniyle mahkemenin 19/10/2016 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı yasaya uygun olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, red kararının ONANMASINA,
B) Sanık … hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde:
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, sanığın üzerinde ele geçen eroin ile diğer sanık …’ın üzerinde ele geçen MDMA içeren tabletlerin kullanım sınırında bulunduğu bu uyuşturucu madddelerin başkasına verileceğine veya satılacağına ilişkin kuşkuyu aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı, eylemlerin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu yerine “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma içeriğine göre bozmanın temyiz isteği reddedilen diğer sanık …’a CMUK’nın 325. maddesi gereğince SİRAYETİNE,
09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Uyuşturucu Madde Ticareti Madde Miktarının Tespiti Yapılmaksızın Verilen Kararın Bozma Sebebi Yargıtay Kararı

Uyuşturucu madde ticareti suçundan yargılaması yapılan fail hakkında hüküm kurulmadan önce uyuşturucu madde miktarının tespitinin yapılmaksızın karar verilmesi bozma nedeni olarak görülmüştür.

20. Ceza Dairesi         2017/1984 E.  ,  2019/5181 K.
“İçtihat Metni”
Mahkeme : ANKARA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 17/07/2014 – 2014/192 esas ve 2014/266 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet


Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Suça konu köfteler üzerinde ele geçen uyuşturucu madde miktarının ne kadar olduğu, eser miktarda olup olmadığının belirlenmesi için ek rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 08/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


20. Ceza Dairesi         2017/1622 E.  ,  2019/5111 K.

“İçtihat Metni”


Mahkeme : BOLVADİN Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 15/05/2014 gün-2014/49 esas ve 2014/90 karar
Suçlar : 1-Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma
2-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hükümler : 1-Mahkûmiyet(Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararının incelenmesinde;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” veya “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararlar, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE,
B-Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
1-)Suç tarihinde ele geçirilen net 19,6 gram esrarı kullanma amacı dışında satmak veya başkasına vermek amacıyla bulundurduğuna ilişkin, tanık Yaşar’ın ve beyanından sonradan dönen tanık Murat’ın soyut beyanları dışında kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil elde edilemediği anlaşılmakla; sanığın eyleminin TCK’nın 191.maddesinde belirtilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ve bu yönden hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği gözetilmeden, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre;
2-)Hükmün esasını oluşturan kısa kararda temel ceza belirlenirken “… suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki araçlar, suçun önem ve değeri, sanıkların kastı, uyuşturucunun miktarı ve tehlikeliliği, sanıkların amaç ve saiki göz önüne alınarak takdiren ve teşdiden…” gerekçe gösterildiği halde temel cezanın alt sınırdan uygulanması suretiyle çelişkiye düşülmesi,
3-) Sanık hakkında TCK’nın 188/3 maddesi uyarınca tayin olunan “5 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası” üzerinden, TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken, “4 yıl 2 ay hapis ve 4 gün adli para cezası” yerine, hesap hatası sonucu “4 yıl 2 ay hapis ve 5 gün adli para cezası” olarak belirtilmesi,
4-)Sanık hakkında sonuç gün adli para cezası tayin edilirken uygulama maddesi olan TCK’nın 52/2. maddesi yerine TCK’nın 50/1-a ve 52. maddesinin yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-)Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin BOZULMASINA, 07.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kapora Dolandırıcılığı Yargıtay Kararı

Sahibinden com sitesi veya diğer internetten alışveriş sağlayan ilan siteleri üzerinden verilen ilanlar neticesinde kişilerden haksız kazanç sağlayan kişiler hakkında dolandırıcılık suçuna ilişkin işlemler yürütülmektedir. Dolandırıcılık işi için en önce muadillerinden çok altın bir rakamla ilan koyulmakta ve kaçırılmaması için arayan kişilere ödeme yaptırmaktadırlar. Genelde araç ve otomobil satışlarında sıkça karşılaşılan durum hakkında yasal haklarını kullanabilirsiniz. Bu gibi dolandırıcılık davalarında ceza avukatıyla görüşmenizde fayda bulunmaktadır. Yazının tamamı için https://www.tevfikyildirim.av.tr/ okuyabilirsiniz.

15. Ceza Dairesi         2019/3185 E.  ,  2019/6801 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nun 157/1, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet (Katılan …’a karşı eyleminden)
-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (Katılan …’a karşı eyleminden)
-TCK’nun 157/1, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet (Katılan …’a karşı eyleminden)

Sanık hakkında katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmü sanık tarafından ve katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmü sanık ve katılan … tarafından, katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü
Her ne kadar katılan …, kendisine 04/12/2018 tarihinde tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz etmiş ise de, 10/10/2018 tarihli kararda Mahkeme tarafından temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilerek yanıltıldığı, bu nedenle, katılan …’ın yanıltmadan yararlanarak hükmü süresinde temyiz ettiği kabul edilerek ve Dairemizin 20/12/2017 tarih, 2017/31218 esas, 2017/28380 karar sayılı bozma ilamından sonra mahkemece dosyanın 14/02/2018 tarihinde uzlaştırma bürosuna gönderildiği, müştekiye uzlaştırma teklif formunun 19/07/2018 de usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, 01/08/2018 tarihinde uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin rapor düzenlendiği ve dosyanın mahkemeye iade edildiği anlaşılmakla, Ceza Muhakemesi Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 34. maddesi uyarınca zamanaşımının durduğu süreler gözetilerek yapılan incelemede;
Katılan …’ın Tüketici gazetesinde gördüğü satılık otomobil ilanı üzerine sanıkla telefonda irtibat kurup sanığın talebi doğrultusunda Türkiye …Bankası Sanayi Şubesindeki hesaba kapora olarak banka havalesi yoluyla gönderdiği 500 TL paranın sanık tarafından 05.06.2007 tarihinde bankadan çekildiği, ancak katılanın daha sonra sanığa ulaşamadığı, sanığın, Tüketici gazetesinin 05.06.2008 sayılı nüshasında satılık tabanca ilanı vermesi üzerine katılan …’ın, sanığın ilanda belirttiği telefon numarasını arayarak sanık ile görüştükten sonra …Bankası üçyol şubesindeki hesaba kapora olarak gönderdiği 200 TL paranın sanık tarafından çekildiği, ancak katılanın sanığa daha sonra ulaşamadığı, katılan …’ın da aynı gazetedeki satılık otomobil ilanı üzerine sanık ile telefon ile görüşüp sanığın talebi doğrultusunda aynı hesaba kapora olarak yatırdığı 500 TL paranın sanık tarafından bankamatik kartıyla çekildiğinin iddia edildiği olayda,
1- Sanık hakkında katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik incelemede,
Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde; 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından; temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, TEVDİİNE,
2- Sanık hakkında katılan … ve …’a yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanığın hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın tevil yollu ikrar içeren savunması, katılan ve tanık beyanları ile taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin uzlaştırma raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinde her hangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanık ve katılan …’ın temyiz itirazlarının reddiyle mahkumiyet hükümlerinin ONANMASINA, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Uyuşturucu Madde Satın Almak Teşebbüs ve Arama Kararı

Aşağıdaki sanıklar hakkında arama izni olmaksızın elde edilen delillere ilişkin kurulan mahkumiyet hükmünün bazı sanıklar açısından bozulmasına karar verilmiş diğer sanık açısından ise uyuşturucu madde temin etme suçunun teşebbüs aşamasında kaldığının gözetilmeden indirim yapılmaması bozma nedeni olarak görülmüştür.

20. Ceza Dairesi         2018/3376 E.  ,  2019/4722 K.
“İçtihat Metni”
Mahkeme : EDİRNE 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi-Numarası : 23/10/2014- 2014/47 esas ve 2014/265 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
: Mahkûmiyet

Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Sanıklar …, … ve… hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Sanık …’nin, adli sicil kaydında yer alan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 08/08/2007 tarih, 2007/198-211 sayı ile “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen “4 yıl 2 ay hapis cezasına” ilişkin 16/08/2007 tarihinde kesinleşen ve 14/08/2011 tarihinde infaz edilen ilamı ile, TCK’nın 58/6-7. maddeleri uyarınca mükerrir olduğu anlaşıldığı halde, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce alınan tanık numunenin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanıklar … ve…’nın gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK 63. maddesi gereğince cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve… müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerlerine “Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılmasına,
2-Hüküm fıkrasının müsadere ile ilgili bölümünde yer alan “Edirne Adli Emanet Memurluğu’nun 2014/151 ve 2013/993 sırasında kayıtlı bulunan uyuşturucu maddelerin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce alınan tanık numunelerin” ibaresinin eklenmesi,
3-Yargılama giderlerine ilişkin “9”nolu hüküm fıkrasından sonra gelmek üzere, “Sanıklar … ve…’nın gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK 63. maddesi gereğince cezasından mahsup edilmesine, ” ibaresinin eklenmesine,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B)Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Dosya kapsamına göre, 15/11/2013 tarihli olayda, kullandığı araç kolluk görevlileri tarafından durdurulan sanık …’da, arama yapılmaksızın teslim ettiği daralı 1,91 gram esrar olduğu değerlendirilen madde ile Uğurcan’ın yanında bulunan yabancı uyruklu Anna Marie Page isimli şahıs üzerinde yapılan aramada ise sutyenin içerisinde 6 paket halinde daralı 25,99 gram sentetik kannabinoid olduğu değerlendirilen maddenin ele geçirildiği, sanık …’ın, aşamalarda istikrarlı şekilde, “gerek üzerindeki gerekse yanında bulunan Anna Marie Page isimli şahsın üzerinde bulunan uyuşturucu maddelerin kendisine ait olduğuna ve kullanmak için temin ettiğine,” ilişkin beyanda bulunduğu; Babaeski Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde sanık … hakkında Babaeski Sulh Ceza Mahkemesi’ne 2014/3 esas sayı ile “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan kamu davası açıldığı, ayrıca temyize konu dosyada sanık hakkında bu eylemi nedeniyle “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan açılan kamu davasında, mahkemesince eylemin sabit olduğunun kabul edildiği, dosya içerisinde 15/11/2013 tarihli olayda ele geçen maddelerin uyuşturucu veya uyarıcı nitekliklerinin tespitine yönelik uzmanlık raporu ve yapılan aramalara ilişkin CMK’nın 116-119. maddeleri uyarınca alınmış adlî arama kararı veya yazılı arama emrinin bulunmadığı anlaşıldığından; Babaeski Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/3 esas sayılı dosyasının aslı veya onaylı sureti getirtilerek, dosyaya konulması, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
C)Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanığın, inkara yönelik savunmasının aksine, 29/10/2013 ve 30/10/2013 tarihlerinde uyuşturucu madde temin ettiği belirtilen ve haklarında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verilen sanıklar … ve…’a uyuşturucu madde temin ettiğine ilişkin, içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek soyut telefon görüşmeleri dışında kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı; 15/11/2013 tarihinde sanık … ve yanında bulunan Anna Marie Page isimli şahıs üzerinde ele geçirilen uyuşturucu olduğu değerlendirilen maddeyle ilgisi olduğuna ya da sözkonusu eyleme iştirak ettiğine ilişkin kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
D)Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Sanık …’un, adli sicil kaydında yer alan Hayrabolu Asliye Ceza Mahkemesi’nce 09/07/2008 tarih, 2007/190 esas ve 2008/205 karar sayı ile TCK’nın 265/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca “kamu görevlisine direnme” suçundan verilen “6 ay hapis cezasına” ilişkin 14/10/2008 tarihinde kesinleşen ve 20/10/2016 tarihinde infaz edilen ilamı ile, TCK’nın 58/6-7. maddeleri uyarınca “ikinci kez” mükerrir olduğu anlaşıldığı halde, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Dosya kapsamındaki iletişimin tespiti tutanakları ve olay tutanağının içeriği, sanıkların tevilli beyanları ile dosyadaki diğer belge ve bilgilerden; sanık …’un, “kendisine ve aracı olduğu kimliği tespit edilemeyen üçüncü kişilere kullanmak amacı dışında uyuşturucu madde temin etmek” amacıyla, sanık … aracılığı ile irtibat kurduğu sanık …’dan, satışa konu uyuşturucu maddeden “numune” getirmesini talep ettiği; sanık …’nın da satışa konu uyuşturucu maddeden aldığı numuneyi, sanık …’a teslim etmek üzere, 13/10/2013 tarihinde Çorlu’dan Edirne’ye getirdiği, ancak, suç konusu uyuşturucu maddenin, henüz alıcı sanık …’a teslim edilmeden görevlilerce ele geçirildiği, böylece sanık … yönünden, “uyuşturucu madde satın alma” suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı dikkate alınarak, cezasından TCK’nın 35. maddesinin 2. fıkrası uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık … ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 23/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Uyuşturucu Ticareti Suçu Usulsuz Delil Ev Araması

Uyuşturucu madde ticareti suçunda usulsuz ve izinsiz ev araması sonucunda elde edilen delillerin hukuki durumu çok önemlidir. Bu yazımızda Yargıtay bu hususa yönelik bir karar vermiştir. Her suçta olduğu gibi ceza avukatlarının en başta dikkat ettiği hususlardan biridir elde edilen delillerin hukuka uygunluğu.. bu haliyle hukuka aykırı elde edilen delillere dayanarak verilen hükümler bozma sebebidir. Detaylı bilgiye https://www.tevfikyildirim.av.tr/ sitesinden ulaşabilirsiniz.

20. Ceza Dairesi         2017/1735 E.  ,  2019/5128 K.
“İçtihat Metni”
Mahkeme : İZMİR 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi – Numarası : 13/05/2014 – 2013/437 esas ve 2014/170 karar
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, suç delillerini yok etme, gizleme, değiştirme
Hükümler : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Oluş ve dosya içeriğine göre, suç tarihinde polislerin rutin devriye görevini ifa ettikleri sırada sanık …’nın, ikametinin pencerisindeki sanık …’den bir şeyler aldığı sırada devriye ekibini fark etmesi üzerine elindeki poşeti ikamet kapısının önünde oturan sanık … Demir’e doğru attığı ve sanık … Demir’in de belirtilen poşeti ikametin açık olan kapısından içeri attığı, sanık … Demir’in çantasından düşen anahtarla söz konusu ikametin kapısının zor kullanılarak açıldığı, ikametin kapısı açıldığında içeride saçılmış şekilde tabletlerin bulunduğu ve ikamette bulunan sanık …’in elindeki iki adet poşette esrar ve AM2201 içerir maddelerin ele geçtiğinin anlaşılması karşısında, dosya kapsamında sanık …’in ikametinde arama yapılmasına ilişkin CMK’nın 116-119. maddeleri uyarınca düzenlenmiş yazılı adli arama emri ya da adli arama kararı bulunması gerektiğinden sanığın ikametinde arama yapılmasına ilişkin olarak CMK’nın 116-119. maddeleri uyarınca adli arama kararı ya da yazılı adli arama emri bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı örneğinin getirtilmesi, sonucuna göre ev aramasında ele geçirilen uyuşturucular yönünden sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar Nuran, Hasan ve sanık … müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, sair yönleri incelenmeksizin CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA,
07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma ve Cinsel Taciz Yargıtay Bozma Kararı

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ve cinsel taciz suçlarından mahkumiyet kararı verilmiş kişi hakkında verilmiş olan hükmün bozulması yönündeki Yargıtay Kararı;

4. Ceza Dairesi         2019/2261 E.  ,  2019/9864 K.
“İçtihat Meni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, cinsel taciz, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın nitelik ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1) Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141/3, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, 289/1-g (1412 sayılı CMUK’nın 308/7.) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma ve cinsel taciz suçlarından mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; dosyada mevcut mesaj tutanağı ve diğer deliller kapsamında eylemlerin bütünüyle cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca kişilerin huzur ve sükunun bozma suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması,
b) TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit ve anılan Kanunun 123/1. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından temel cezaların, ay üzerinden belirlenmesi gerekirken gün üzerinden tayini,
Kanuna aykırı, sanık …’ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 27/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Uyuşturucu Etkisiyle Taksirle Yaralama Yargıtay Kararı

Uyuşturucu madde etkisiyle araç kullanan kişinin yaralamaya sebebiyet vermesi durumunda trafik güvenliğini sokma suçu mu yoksa taksirle yaralama suçundan mı yargılamasının ne şekilde yapılacağı Yargıtay kararında aşağıda yer almaktadır;

12. Ceza Dairesi         2017/12029 E.  ,  2019/7660 K.
“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 89/2-b, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olaydan yaklaşık 2 saat sonra alınan alkol raporunda 1.16 promil alkollü (olay saatinde 1.46 promil alkollü) halde araç kullandığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının takla atması sonucu araçta bulunan katılanın kemik kırığının vücut fonksiyonlarına etkisi ağır (4) derecede olacak şekilde yaralandığı olayda; sanığın eyleminin fikri içtima hükümlerine göre tek suç oluşturduğu ve bu suçun da taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle sanığın taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK’nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK’nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın 1.00 promil üzerinde alkollü araç kullanması nedeniyle alkol düzeyinin güvenli şekilde araç kullanılmasına engel teşkil ettiğinin bilimsel olarak kabul edildiği, sanığın bu suretle araç kullanırken trafik kazasına ve katılanın yaralanmasına sebebiyet vermesi nedeniyle taksirle yaralama eyleminde TCK’nın 22/3 maddesinde düzenlenen bilinçli taksirin yasal unsurlarının bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ”hüküm verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Ceza Hükümlerinde Tekerrür Yargıtay Kararları

18. Ceza Dairesi 2017/6269 E. , 2019/12371 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hakaret, tehdit HÜKÜMLER : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen hakaret ve tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, TCK’nın 58. maddesi uygulanırken, 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca en ağır cezayı içeren mahkumiyetin tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden, birden fazla ilam tekerrüre esas alınmış ise de bu durumun infaz aşamasında re’sen gözetilebileceği, Anlaşıldığından, sanık …’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 17/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 18. Ceza Dairesi 2017/7718 E. , 2019/12240 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret HÜKÜMLER : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Hakaret suçunun aleni bir yer olan sokakta işlenmesine rağmen, TCK’nın 125/4 maddesi uygulanmamış ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, TCK’nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesinin infaz evresinde resen gözetilebileceği, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükümdeki yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmünün suç tarihinden sonra kesinleşmesi karşısında; TCK’nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararların açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, TCK’nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların kararlardan çıkarılmak suretiyle HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
 MAHKEMESİ  :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

 Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
 Gereği görüşülüp düşünüldü:
 Güncel adli sicil kaydına göre tekerrüre
 esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesi gereği tekerrür
 hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
 Yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
 Mağdur hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu Gaziantep Şube Müdürlüğünün,  29.06.2015 tarihli raporunda, alt ön dişlerinde kırık ve deformite  bulunduğu belirtilen mağdur için, “Yüzünde sabit iz veya yüzünün sürekli  değişikliğine, duyularından veya organlarından birinin işlevinin  sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olup olmadığı hususunda  görüş bildirilebilmesi için; kişinin olay tarihinden 6 ay sonra  (Temmuz-2015) yeni bir üst yazı ile muayene edilmek üzere Şube  Müdürlüğümüze gönderilmesi gerektiği”nin ifade edilmesi karşısında,  mağdurun, tüm tedavi evrakları, film ve grafileri, geçici ve kesin  raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu ilgili Şube Müdürlüğüne  sevki sağlanarak, yüz bölgesinde meydana gelen yaralanmanın niteliğine  ilişkin rapor temininden sonra sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini  gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
 Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş  olduğundan, hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile  değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412  sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, CMUK'un  326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate  alınmasına, 12.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. 
 3. Ceza Dairesi         2019/8255 E.  ,  2019/15768 K.


 "İçtihat Metni"MAHKEMESİ  :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

 Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
 Gereği görüşülüp düşünüldü:
 Yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
 1) Güncel adli sicil kaydına göre tekerrüre
 esas başkaca mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında tekerrüre
  esas alınan Merzifon Asliye Ceza Mahkemesine ait 2007/155 Esas ve  2007/577 Karar sayılı ilamın, 5237 sayılı TCK'nin 141/1. maddesi  kapsamındaki “Hırsızlık” suçuna ilişkin olduğu, 02.12.2016 tarihli Resmi  Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı  Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi  gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, tekerrüre
  esas olan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; 5237 sayılı  TCK'nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre
  esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı  mahkemesinden sorularak, uzlaşmanın sağlanması halinde bu suçun tekerrüre
 esas alınamayacağı dikkate alınarak sanık hakkında TCK'nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür
 hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
 2) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi  Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas  ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53.  maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları  yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde  zorunluluk bulunması,
 Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemi bu  itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı  Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile  yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme  aykırı BOZULMASINA, 12.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. 
 3. Ceza Dairesi         2019/6985 E.  ,  2019/15827 K.


 "İçtihat Metni"MAHKEMESİ  :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:    
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanığın tekerrüre
  esas alınan Siirt 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.03.2009 tarih,  2008/240 Esas ve 2009/94 Karar sayılı ilamı ile sanık hakkında yaş  küçüklüğünden dolayı  ile 5237 sayılı TCK'nin 31/3. maddesinin  uygulanması nedeniyle tekerrüre
 esas alınamayacağı ve sanığın adli sicil kaydında tekerrüre
 esas başkaca ilamı olmadığı gözetilmeden, sanık hakkında, tekerrüre
  esas sabıkası bulunduğu gerekçesi ile TCK'nin 58/3. maddesi gereğince  TCK'nin 86/2. maddesinde belirtilen seçimlik cezalardan hapis cezası  seçilip tekerrür
 hükümlerinin uygulanması,
2) Oluşa ve  tüm dosya kapsamına göre, mağdurdan kaynaklanan haksız tahrik  oluşturabilecek herhangi bir söz ya da davranış bulunmaması nedeniyle  koşulları oluşmadığı halde, sanık hakkında TCK'nin 29. maddesi gereğince  (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulanması suretiyle eksik ceza  tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla  yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un  33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte  bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak  BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış  hakkının dikkate alınmasına, 12.09.2019 gününde oy birliğiyle karar  verildi.        
 3. Ceza Dairesi         2019/8591 E.  ,  2019/15819 K.


 "İçtihat Metni"MAHKEMESİ  :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:      
Sanık  mükerrir olmasına rağmen ceza hapiste bırakılarak mükerrirlere özgü  infaz rejiminin uygulanması gerekirken, hapis cezası seçildikten sonra  bu ceza TCK'nin 50/2. maddesine aykırı olarak adli para cezasına  çevrilerek tekerrür
 hükümlerinin uygulanamaz hale getirilmesi,  aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
1)  Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının, 5237 sayılı TCK'nin  52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesi sırasında, taksit  aralıklarının gösterilmemesi,
2) Sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sebebiyle sonuç adli para cezası olduğundan tekerrür
  hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde sanık  hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar  verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla  yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerden dolayı 6723 sayılı  Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile  yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca  BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden  CMUK'un 322. maddesi gereğince, hükmün TCK'nin 52/son maddesinin  uygulandığı fıkrasına "TCK'nin 52/4. madde ve fıkrası hükmü gereğince"  ibaresinden sonra gelmek üzere "birer ay ara ile" ibaresinin eklenmesi  ve yine hükmün tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin  paragrafının hükümden çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK  ONANMASINA, 12.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi. 

Hırsızlık Suçu Denetim Süresinde Uyuşturucu Madde Kullanma Suçunun İşlenmesi

Aşağıda paylaşacağım Yargıtay kararına göre daha önce işlenmiş ve hükmün açıklanmasına karar verilmiş olan Hırsızlık suçunun 5 yıllık denetimi içinde fail, uyuşturucu madde kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkindir.

2. Ceza Dairesi 2019/125 E. , 2019/11731 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık hakkında mahkemenin 06/10/2015 tarih ve 2015/195 esas, 2015/803 sayılı kararı ile hırsızlık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği 25/11/2015 tarihinden itibaren 5 yıllık denetim süresi içerisinde 26/01/2017 tarihinde işlediği 5237 sayılı TCK’nın 191/1 maddelerinde yazılı kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan bildirim yapılan Kilis 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/09/2017 tarih 2017/106 esas ve 2017/835 karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanunla 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2. maddesi uyarınca koşulları oluştuğu takdirde “davanın düşmesi” ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, sanığın adli sicil kaydına göre;denetim süresinde işlediği başka bir suçunun da bulmaması nedeniyle lehe olan bu düzenleme ve TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca sözü edilen hükümlük ile ilgili olarak uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.