Yağma Suçunda Değer Azlığı Sebebiyle İndirim Yapılması Yargıtay

6. Ceza Dairesi         2021/22134 E.  ,  2022/16576 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Mağdur … müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş aralığında bulunan mağdur …’ın, adresine çıkarılan davetiye ve zorla getirme kararına rağmen duruşmalara katılmadığı, 5271 sayılı CMK’nin 237 ve devamı maddelerine göre katılan sıfatı almadığı anlaşıldığından, temyiz hakkı bulunmayan mağdur vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II- Nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocukların mağdurların üstlerinden 27 ve 10 TL paraları aldığı olayda, suça sürüklenen çocuklar hakkında herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin değer azlığı indirimi uygulanmamıştır.
TCK’nın “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150/2. maddesinde; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” denilmektedir.
Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
TCK’nın 145. maddesiyle daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımından da -suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle- hüküm altına alınmış bir husustur.
Y.C.G.K.’nın 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nın 145.(veya 150/2) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
TCK’nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
Hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
TCK’nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, TC Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
Öte yandan hâkim, TCK.’nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır. Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.’de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, mağdurların üzerinden alınan 10 TL ve 27 TL’nin suç tarihi olan 10/09/2012 itibariyle paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuklara verilen cezada değer azlığı indiriminin yapılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle;
Suça sürüklenen çocuklara verilen cezalardan değer azlığı nedeniyle indirim yapılması gerektiği hususunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Ceza Hükmünün Gerekçesiz Olması Sebebiyle Yargıtay Bozma Kararı

6. Ceza Dairesi         2021/23714 E.  ,  2022/16541 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Karar tarihinde başka suçtan cezaevinde tutuklu olan ve karar yüzüne karşı verilen sanığın temyiz dilekçesini cezaevi idaresine başvuru aracılığıyla da gönderilebileceği belirtilmediğinden sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/741 esas, 2013/438 karar numaralı kararı ile işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlemesi nedeni ile … 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1247 esas ve 2017/58 karar numaralı dosyasından ihbarda bulunulduğu; ancak sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan hükmün açıklanması gerekirken mala zarar verme suçundan hüküm kurulması,
2-Hükmün verildiği 28.09.2017 tarihli oturumda hazır olan sanığa son sözleri sorulmadan hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 216/3. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
3-Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, duruşma açılıp, yeniden hüküm kurulmuş ise de, temyize, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa’nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Uyuşturucu Kullanma Suçu Denetimli Serbestlik Kapatma Dava Düşmesi Yargıtay Kararı

Bu yazıda uyuşturucu suçundan ötürü kişi hakkında denetimli serbestlik kararı alınmış birine karşı usulsüz tebligat yapılması yani Tebligat Kanunu 35.maddesine göre yapılmasının denetimli serbestlik dosyasının kapatılmış olmasına ve ceza davasının açılmasının hukuka aykırı olduğuna ilişkin Yargıtay kararı bulunmaktadır.

20. Ceza Dairesi         2019/6508 E.  ,  2020/2642 K.

“İçtihat Metni”


Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen 06/11/2014 tarihli hükme ilişkin gerekçeli kararın, bilinen en son adresi olan talimat mahkemesinde 01/02/2011 tarihinde bildirdiği “Kışla mahallesi 52.cadde Tunahan İş Merkezi no:29/6 Merkez Antalya” adresine yapılan tebligatın iade olmasından sonra, dosyada bulunan ve görevli Polis Memurları’nca düzenlenen 20/02/2012 tarihli araştırma tutanağında ve ekindeki yerleşim yeri adresinin belirtildiği belgede yazılı adres kayıt sistemindeki “Pınarbaşı mahallesi 717 sokak no:4/10 Konyaaltı – Antalya” adresine 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21.maddesindeki usullere göre tebliğ edilmesi yerine, önceki “Kışla mahallesi 52.cadde Tunahan İş Merkezi no: 29/6 Merkez Antalya” adresine Tebligat Yasasının 35.maddesindeki usule göre 29/01/2015 tarihinde yapılan tebliğin usulsüz olması karşısında, daha sonra “Pınarbaşı mahallesi 717 sokak no:4/10 Konyaaltı – Antalya” adresine 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21.maddesine göre 10/04/2015 tarihinde yapılan usulüne uygun tebliğ ile temyiz süresinin başlaması gerektiği ve sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığında ”30/06/2009 ” olan suç tarihinin “02/03/2009” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir görülmüştür.
1) Dosya kapsamına göre suç tarihinden sonra, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesinde yer alan düzenlemeler yönünden değerlendirme ve karşılaştırma yapıldıktan sonra sonucuna göre, lehe kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma ve somutlaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2) Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 34/1 ve 230. maddeleri gereğince hükmün gerekçe bölümünde, sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, hangi delile hangi nedenlerle üstünlük tanındığının belirtilmesi, delillerle ulaşılan kanıya göre sanığın sabit kabul edilen fiilleri açıklanarak bunun nitelendirilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun saptanması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
3) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine sanığın uymadığının bildirilmesi üzerine, Mahkemece sanığa “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği ve diyeceklerini yazılı olarak bildirmediği takdirde tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymadığı kabul edilerek hakkında hüküm kurulacağı” uyarısını içeren davetiye tebliğ edilmesi gerektiği halde, yukarıda belirtilen nitelikte davetiye tebliğ edilmeden veya sanık dinlenmeden sanığın yokluğunda savunma hakkı kısıtlanarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
4) Sanık hakkında verilen 05/07/2012 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce sanığa gönderilen 14.06.2013 tarihli çağrı yazısının; bilinen en son adresi olan 01.02.2011 tarihinde talimat mahkemesinde bildirdiği “Kışla mahallesi 52. cadde Tunahan İş Merkezi no: 29/6 Merkez Antalya” adresine ilk önce gönderilmesi, bu tebligatın iade olması halinde ise, dosyada bulunan ve görevli Polis Memurları’nca düzenlenen 20.02.2012 tarihli araştırma tutanağında ve ekindeki yerleşim yeri adresinin belirtildiği belgede yazılı adres kayıt sistemindeki “Pınarbaşı mahallesi 717 sokak no:4/10 Konyaaltı – Antalya” adresine 7201 sayılı Tebligat Yasasının 21.maddesindeki usullere göre tebliğ edilmesi yerine, sanığın daha önceki adresi olan “Üniversite mahallesi Karayel Mermer arkası Salihliler Sitesi no:13 Çeşme/İzmir” adresine Tebligat Yasasının 35.maddesindeki usule göre 07.10.2013 tarihinde yapılan tebliğin usulsüz olması karşısında, çağrıdan usulünce haberdar edilmeyen sanığın, hakkında verilen 05/07/2012 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik kararının gereklerine uymadığının kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
5) Kabule göre de;
a- Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b- Sanığa verilen adli para cezası taksitlendirilirken, TCK’nın 52. maddesinin 4. fıkrası yerine 2. fıkrasının uygulama maddesi olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlgili Makaleler :

icra avukatı ve icra avukatı istanbul

icra avukatı istanbul‘da vatandaşların sıklıkla aramaya yöneldiği bir arayış tipidir. Ekonomide yaşanan sorunlar ve ticarette yaşanan olumsuzluklar sebebiyle çek senet ödenmez hale gelmiş durumdadır. Bunun yanında kredi kartlarını ödeyemeyen kişilerde icralık olmuşlardır. İcra avukatı , çek senet avukatı istanbul‘da aransa da hemen belirtmeliyiz ki bu tür aramalar avukatlık kanunumuzda bulunmamaktadır. Yani icra avukatı, çek senet avukatı gibi terimler avukatlık kanununda bulunmamaktadır.

çek senet avukatı

çek senet avukatı vatandaşların bir diğer arama metodlarından birisi yukarıda dediğimiz gibi çek senet avukatı gibi bir tabirde avukatlık kanunumuzda bulunmamaktadır. Çek senet avukatı aramasıyla vatandaşlar ticaret için aldıkları çeklerinin karşılıksız çıkması veya kambiyo senet dediğimiz yada adi senet vasfındaki senet alacaklarının tahsilatı için başvurmak istediği avukatlar şeklinde bir arayış içinde olmaktadırlar.

icra avukatı istanbul

icra avukatı istanbul‘da oldukça fazla aranmakta vatandaşlar tarafından ve icra takipleri, icra alacakları üzerine çalışan avukatlar oldukça fazla bulunmaktadır. icra avukatları istanbul‘da sıklıkla vatandaşların başvurduğu avukatlar icra daireleri bu sebeple oldukça son yıllarda dosya sayısı bakımından tavan yapmıştır.

icra avukatı en iyi icra avukatı istanbul

icra avukatı istanbul‘da vatandaşların sıklıkla aramaya yöneldiği bir arayış tipidir. Ekonomide yaşanan sorunlar ve ticarette yaşanan olumsuzluklar sebebiyle çek senet ödenmez hale gelmiş durumdadır. Bunun yanında kredi kartlarını ödeyemeyen kişilerde icralık olmuşlardır. İcra avukatı , çek senet avukatı istanbul‘da aransa da hemen belirtmeliyiz ki bu tür aramalar avukatlık kanunumuzda bulunmamaktadır. Yani icra avukatı, çek senet avukatı gibi terimler avukatlık kanununda bulunmamaktadır.

çek senet avukatı

çek senet avukatı vatandaşların bir diğer arama metodlarından birisi yukarıda dediğimiz gibi çek senet avukatı gibi bir tabirde avukatlık kanunumuzda bulunmamaktadır. Çek senet avukatı aramasıyla vatandaşlar ticaret için aldıkları çeklerinin karşılıksız çıkması veya kambiyo senet dediğimiz yada adi senet vasfındaki senet alacaklarının tahsilatı için başvurmak istediği avukatlar şeklinde bir arayış içinde olmaktadırlar.

icra avukatı istanbul

icra avukatı istanbul‘da oldukça fazla aranmakta vatandaşlar tarafından ve icra takipleri, icra alacakları üzerine çalışan avukatlar oldukça fazla bulunmaktadır. icra avukatları istanbul‘da sıklıkla vatandaşların başvurduğu avukatlar icra daireleri bu sebeple oldukça son yıllarda dosya sayısı bakımından tavan yapmıştır.



Uyuşturucu Avukatı İstanbul

Uyuşturucu avukatı istanbul‘da görev aldığı davaların çoğu uyuşturucu ticareti davası, uyuşturucu imalatı suçu, uyuşturucu kullanımı suçu gibi spesifik alanda faaliyet gösteren avukatları ifade etmek için insanlar tarafından telaffuz edilmektedir. Uyuşturucu davalarına bakan avukatlar istanbul nitelik bakımından git gide kendini geliştirirken uyuşturucu davaları avukatları aslında ceza avukatı alt başlığıyla bu alanı icra ederler.

Uyuşturucu Davalarına Bakan Avukatlar

Uyuşturucu davalarına bakan avukatlar istanbul’da bulunmaktadır. Genellikle internette veya eş dost tanıdık vasıtasıyla yapılan bu aramalar daha sonra ceza avukatı veya uyuşturucu davasına bakacak avukat ile anlaşma aşamasına gelinir. Uyuşturucu ticareti davası avukatı genellikle müvekkili tutuklu bulunmuş olduğundan avukatlık ücreti olarak bu kriterler dikkate alınarak belirleme yapılır.

Ceza Avukatı Uyuşturucu Davası

Uyuşturucu davasına bakan avukat ceza avukatıdır. Ceza avukatı olarak uyuşturucu ticareti, uyuşturucu kullanımı olmak üzere tüm davalara bakmaktadır. Uyuşturucu davası kamu davası olarak yürütülür. Ağır ceza mahkemelerinde görülen bu davalar da mutlaka bir ağır ceza avukatı vasıtasıyla takibinin yapılması sağlanmalıdır.

En iyi Avukatlar Listesi

Ceza davası en iyi avukatlar listesi diye bir liste bulunmamaktadır. En iyi avukat gibi bir tabirde bulunmamaktadır. Ceza davaları ve uyuşturucu davalarında tecrübesine ve kendisine güvendiğiniz her avukat ile çalışmakta özgürsünüz.

Uyuşturucu Davası Avukatları

Uyuşturucu davası avukatları müvekkillerinin lehine usul ve delillerin tartışılmasını mahkemede talep eder. Öncelikle delillerin nasıl elde edildiği hususu çok önemlidir. Uyuşturucu davalarında özellikle birçok insan sadece şüphe üzerine tutuklu yargılamaları yapılmaktadır.

En iyi ağır ceza avukatı

En iyi ağır ceza avukatı avukatlık savunma hakkını en iyi şekilde ve en güçlü şekilde kullanan avukattır. En iyi ağır ceza avukatı gibi bir tabir bulunmasa da bu alanda kendini yetiştirmeye çalışan bir çok ağır ceza avukatı bulunmaktadır.

Hırsızlık Suçu Avukatı

Ceza Avukatı Hırsızlık

Ceza avukatı, Türk ceza kanununda yer alan tüm ceza türleriyle ilgilenmektedir. Bunların başında hırsızlık, uyuşturucu davaları, adam öldürme suçları, gibi ağır ceza avukatı olarak da görev alabilmektedir.

Basit Hırsızlık Nitelikli Hırsızlık Suçu

Hırsızlık suçları gün geçtikçe artmaktadır. Bunun yanında suça iştirak eden ile hırsızlık suçuna iştirak etmeyen kişilerinde kimi zaman hakkında dava açıldığını görmekteyiz. Hırsızlık suçu basit hırsızlık ve nitelikli hırsızlık olarak 2 şekilde işlenebilmektedir.

Nitelikli Hırsızlık Suçu

Nitelikli hırsızlık suçu, madde 142’de düzenlenmiştir. Bu suç türünde nitelikli hali yer almış olduğundan ötürü mahkumiyet durumunda cezaevinde yatar ihtimali olma durumu yüksektir. Bu sebeple nitelikli hırsızlık suçunda mutlaka bir hırsızlık suçlarına bakan avukatlar tarafından davanın takibi sağlanmalıdır.

Hırsızlık Suçu Avukatı

Hırsızlık suçu avukatı, gibi bir teknik terim bulunmamaktadır. Ceza avukatları hırsızlık suçları gibi tüm ceza davalarına müdahil olabilmektedir. İnsanlar tarafından hırsızlık suçu avukatı arayışında bulunurlar. Ceza avukatı müvekkilinin lehine olabilecek tüm hususları mahkemede beyan edecektir. Hırsızlık suçunda delil çok önemlidir. Bazen bir kamera görüntüsündeki benzerlikten ötürü kişiye ceza verilmektedir. Bu hususlarda ceza avukatı yardımıyla bu sürecin daha sağlıklı geçmesi sağlanabilir.

Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık

Hırsızlık suçunda etkin pişmanlık imkanı bulunmaktadır. Hırsızlık suçuna bakan avukat tarafından ilk aşamada süreci bildiğinden müvekkilini daha doğru yönlendirebilmektedir. Çünkü hırsızlık suçunda şikayet konusu zararı karşılaması durumunda cezalarda indirimler gerçekleşmektedir. soruşturma aşamasında 2/3 iken bu oran kovuşturma aşamasında yarısına kadar indirimle sonuçlanmaktadır.

En iyi Ağır Ceza Avukatı

En iyi ağır ceza avukatı gibi bir tabir olmasada insanların arayışını geçtiği bir arama türüdür. En iyi ağır ceza avukatı, ceza avukatı, boşanma avukatı, iş hukuku avukatı gibi bir teknik terim bulunmamaktadır. En iyi ceza avukatı arayarak davalarının kazanılmasını isteyen vatandaşlar şunu iyi bilmeliler ki hiçbir avukat davanın kazanılması için garanti veremez.

En iyi Ceza Avukatı

İnsanlar kendini mahkemede en iyi şekilde savunacak avukat arayışına girmektedirler. En iyi ceza avukatı veya en iyi ağır ceza avukatı arayışı insanların en sıklıkla aradığı bir durumdur. Ceza avukatı olarak anlaştığı avukatlardan çok fazla beklentiler içine girmektedirler.

Ceza Avukatı ve Ağır Ceza Avukatı

İnsanlar genelde Ceza avukatı olarak görev alan avukatlar asliye ceza mahkemeleri ve diğer mahkemelerin görevli olduğu mahkemelerde davalara girmesini beklerler. Ağır ceza avukatı olarak görev yapan avukatların ise işte uyuşturucu davaları, cinsel taciz, cinsel istismar, adam öldürme suçları gibi davaların görüldüğü ağır ceza mahkemelerinde görülen davaları takip ettiğini düşünürler. Bu görüş yanlıştır. Ceza avukatı veya ağır ceza mahkemesi gibi bir ayrım yoktur.

Ceza Avukatı İstanbul

ceza avukatı istanbul veya başka şehirlerde dava alabilmektedir. ceza avukatı olarak görev alan avukatlık bürosu istanbul dışındaysa dahi istanbulda ceza davasını alabilmektedir. Bu açıdan avukat ile etkileşime geçmede problem bulunmuyorsa ankara, izmir, diyarbakır fark etmeksizin ceza avukatı dava alabilmektedir.

Ceza Avukatı Tavsiye İstanbul

İstanbul’da ceza avukatı tavsiye eş ve dosttan tavsiye alabileceğiniz gibi insanlar kendileride avukatları tanıyarak avukat hakkında bilgi edinebilirler. ceza avukatı tavsiye istanbul‘da en çok avukat arama yöntemidir. Ama tavsiye ceza avukatı ile bazı durumlar anlaşma sağlanamayadabilir. Bu sebeple ceza avukatı ile birebir görüşmekte fayda bulunmaktadır.

En iyi ceza Avukatı

En iyi ceza avukatı terimi

Türk ceza kanununda delil araştırması ve dosyaların bu yönde incelenmesi çok önemlidir. En iyi ceza avukatı terimi aslında yanlış bir terimdir. Böyle bir terimi de hiçbir avukat kendisine yakıştırmaz. En iyi ceza avukatı olarak insanların beklentisi içerisine girdiği durum dava tecrübesi olması ve kendisini duruşmada en iyi şekilde savunacak ve ifade edecek avukat arayışı olduğunu insanların beklentilerinden ve ifadelerinden anladık. İnsanların bu şekildeki beklentilerine en iyi ceza avukatı veya en iyi dava avukatı yerine davanıza ilgi ve özeni göstermesini beklemesini tavsiye ediyoruz. Ama ne yazıkki en iyi ceza avukatı, en iyi dava avukatı gibi terimleri yok etmemiz ancak insanların bilinçlenmesi yani bir eğitimle geçmektedir.

Ünlü Ceza Avukatı

İnsanların avukatlardan beklenti içerisine girdiği bir diğer hususta davaya tuttuğum avukat ünlü ceza avukatı şeklindedir. Bu gibi ünlü ceza avukatı, en iyi ceza avukatı söylentilerini bir kenara bırakmak en doğru yoldur. Dava tecrübesi az ama nitelik olarak kendini geliştirmiş ve öyle genç avukat arkadaşlar var ki davalarınıza verdiği özen ve emeğe karşılık hakkını vermektedir. Bu sebeple ünlü ceza avukatı gibi beklentiler doğru bir yaklaşım değildir. Davanızı üstlenmiş her avukat, gerekli özeni gösterecektir. Ağır ceza avukatı, boşanma avukatı, iş avukatı gibi teknik terimler henüz hukukumuzda olmamış olsa da pratikte varolan durumlar olsa da ünlü ceza avukatı veya en iyi ceza avukatı, uyuşturucu avukatı, kaçakçılık avukatı gibi terimler çok yanlış terimlerdir.

Ağır Ceza Avukatı


Türkiye’de ağır ceza avukatı sayısı git gide bu alana ilgi duyan ceza avukatı sayısının artmasıyla birlikte nitelik kazanmaya başlamıştır. Ceza avukatı, ağır ceza avukatı gibi terimler avukatlık kanununda yer olmasa da pratikte bu alanda çalışan ceza avukatları bulunmaktadır.

Ceza Avukatı ile Ağır Ceza Avukatı

Ceza avukatı ile ağır ceza avukatı arasında bir fark yoktur. Ağır ceza avukatı tabiri genelde halk arasında yakıştırılan bir tabirdir. Ağır ceza avukatı, denilince ağır ceza mahkemelerinde olan davalara bakan avukatlar için söylenmektedir. Kasten öldürme, uyuşturucu ticareti suçu , cinsel istismar suçu, cinsel saldırı suçu gibi suçlar ağır ceza mahkemelerinde görülür. Ceza avukatı tabiriyle her türlü ceza davalarına bakan dava avukatıdır. Hakaret suçuda dahil olmak üzere uyuşturucu ticareti suçu olsun bütün davalara ceza avukatı davaları üstlenebilecektir.

Ceza Avukatı İstanbul

Ceza avukatı istanbul‘da sayısı gibi spesifik tutulmuş bir istatistik bulunmamaktadır. Ancak istanbul ceza avukatı anlamında nitelikli avukat artışıyla ilerleme göstermektedir.

İstanbul Ceza Avukatı Tavsiye

Tavsiye niteliğinde en büyük karar sizin avukat hakkındaki düşünceleriniz ve güveninizdir. ceza avukatı tavsiyesi alırken önemli olan fiyat olmamalıdır. Önemli olan gizlilik içerisinde davanızın tamamına kadar gerekli özeni göstermesidir.

Ceza Avukatı Ücreti

Ceza avukatı avukatlık ücreti avukatların en son konuştuğu hususlardan birisi olsa da yıllarca dosyaların takibi yapılacağı göz ardı edilmemelidir.