Yağma Suçunda Değer Azlığı Sebebiyle İndirim Yapılması Yargıtay

6. Ceza Dairesi         2021/22134 E.  ,  2022/16576 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Mağdur … müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suç tarihi itibariyle 15-18 yaş aralığında bulunan mağdur …’ın, adresine çıkarılan davetiye ve zorla getirme kararına rağmen duruşmalara katılmadığı, 5271 sayılı CMK’nin 237 ve devamı maddelerine göre katılan sıfatı almadığı anlaşıldığından, temyiz hakkı bulunmayan mağdur vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II- Nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocukların mağdurların üstlerinden 27 ve 10 TL paraları aldığı olayda, suça sürüklenen çocuklar hakkında herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin değer azlığı indirimi uygulanmamıştır.
TCK’nın “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150/2. maddesinde; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” denilmektedir.
Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
TCK’nın 145. maddesiyle daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımından da -suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle- hüküm altına alınmış bir husustur.
Y.C.G.K.’nın 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nın 145.(veya 150/2) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
TCK’nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
Hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
TCK’nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, TC Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK’nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
Öte yandan hâkim, TCK.’nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır. Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.’de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, mağdurların üzerinden alınan 10 TL ve 27 TL’nin suç tarihi olan 10/09/2012 itibariyle paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuklara verilen cezada değer azlığı indiriminin yapılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle;
Suça sürüklenen çocuklara verilen cezalardan değer azlığı nedeniyle indirim yapılması gerektiği hususunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yağma ( Gasp ) Suçunda Keşif Yapılmaması Yargıtay Bozma

6. Ceza Dairesi         2021/21720 E.  ,  2022/16616 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın suç tarihinde müştekiyi apartmanın içine götürerek yağma eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında; olay yerinde keşif yapılarak sonucuna göre TCK 149. maddesinin ‘d’ bendi tartışılmaksızın yazılı şekilde uygulama yapılması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın tekerrüre esas alınan ilamında, sanık hakkında yaş küçüklüğü sebebiyle 5237 sayılı TCK’nın 31/3. maddesinin uygulandığı gözetilmeksizin TCK’nın 58/5. maddesine aykırı olarak tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle gerekçesi tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölüm çıkartılarak yerine ilk hükümde uygulanan ‘Sanığın … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/394 esas, 2011/489 karar sayılı ilamı ile hükümlü olup süre dolmadan bu suçu işlediği anlaşıldığından TCK’nın 58/6 maddesi uyarınca sanığın cezasının MÜKERRİRLERE ÖZGÜ infaz rejimine göre ÇEKTİRİLMESİNE, ibaresi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Ceza Hükmünün Gerekçesiz Olması Sebebiyle Yargıtay Bozma Kararı

6. Ceza Dairesi         2021/23714 E.  ,  2022/16541 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Karar tarihinde başka suçtan cezaevinde tutuklu olan ve karar yüzüne karşı verilen sanığın temyiz dilekçesini cezaevi idaresine başvuru aracılığıyla da gönderilebileceği belirtilmediğinden sanığın temyiz isteminin süresinde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/741 esas, 2013/438 karar numaralı kararı ile işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, sanığın deneme süresi içerisinde suç işlemesi nedeni ile … 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1247 esas ve 2017/58 karar numaralı dosyasından ihbarda bulunulduğu; ancak sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan hükmün açıklanması gerekirken mala zarar verme suçundan hüküm kurulması,
2-Hükmün verildiği 28.09.2017 tarihli oturumda hazır olan sanığa son sözleri sorulmadan hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 216/3. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
3-Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, duruşma açılıp, yeniden hüküm kurulmuş ise de, temyize, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle, hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa’nın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Nitelikli Hırsızlık Telefon Hırsızlığı İmei Sorgulaması Yanlış

6. Ceza Dairesi         2021/25101 E.  ,  2022/16625 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
I)Mağdurun kolluk ifadesinde belirttiği imei numarası yerine cep telefonu numarası imei numarası olarak belirtilmek suretiyle sorgulama yapıldığının anlaşılması karşısında; doğru imei numarası ile araştırma yapılarak sonucuna göre delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayini ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yetinilip yazılı şekilde hüküm kurulması,
II)Kabule göre de; sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen, … 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25/09/2018 gün ve 2017/24 Esas, 2018/590 Karar sayılı önceki hükmüne yönelik olarak aleyhe temyiz söz konusu olmadığı halde, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesine sanığın kazanılmış hakkı korunmadan fazla cezaya hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 29.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

TCK’nın 102/1. maddesi 8.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı KanunlTCK’nın 102/1. maddesi Cinsel Suçlar

9. Ceza Dairesi         2021/4133 E.  ,  2022/10808 K.

  •  
  •  

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkumiyet


İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınıp, hükmedilen ceza miktarına göre duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, duruşmasız yapılan değerlendirmede dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mahkemenin gerekçesinde, sanık hakkında lehe kanunun suç tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’nın 102/1. maddesi kabul edilmesine rağmen hükmün 6545 sayılı kanunla değişik TCK’nın 102/1. maddesinden kurulması suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması,
Kabule göre de;
Sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kalıp kalmadığı hususu değerlendirildikten sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda yapılan değişiklik de gözetilip, lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili maddeleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.